HIZLI , SERİ VE ÖFKELİ....MG3 Röportajı.

90’lı yıllarda Türkçe metale damga vuran Diken grubu, 2022 yılı Ekim ayında faaliyetlerine son vermişti. Grubun kurucusu ve solisti Taylan Ayık, 2023 yılında Elenor Müzik etiketiyle Küfür isimli bir solo albüm yayınladıktan sonra solo albüm ekibiyle yeni bir thrash metal grubu kurduklarını açıklamıştı. Diken’in 90’lı yıllardaki basçısı Fatih BALCI, Taylan AYIK’a solo çalışmalarında davulda eşlik eden Can EKİCİ ve Taşmektep grubundan tanıdığımız gitarist Melih GÜRKAN’dan oluşan MG3 ekibiyle keyifli bir röportaj yaptık.

HIZLI , SERİ  VE ÖFKELİ....MG3 Röportajı.

1- Heavy Metal müziğe başlamanız nasıl oldu? Sevdiğiniz Türk ve Yabancı müzik grupları hangileri?

Taylan: Benim metal maceram ilk olarak ortaokul yıllarımda başladı. 1987 senesinde 90’lık bir kasette Judas Priest ve Accept albümleri vardı. Böylece ilk zehri aldık. Kadrolu metalciliğe ise 1992 yılında başladım. Tayinim Kadıköy Akmar Pasajı'na çıkmıştı haha.. Orada göreve başladık. Mavi Sakal’ın "Çektir Git" albümü bana Türkçe müzik yapma konusunda ilham vermişti. Diken böyle doğdu. Sonra WASP'la tanışıp müziği ABD kökenli heavy metale kaydırdık. Her ne kadar ilhamımı kara kanunsuz üstad Blackie Lawless'dan alsam da Slayer, Overkill, Pantera, Testament, Annhillator gibi ABD thrash devlerini de severim.

Melih: Metal dinlemeye 1989 yılında mahalledeki abilerin verdikleri kasetle başladım. Megadeth, Overkill, Exodus, Iron Maiden, White Lion, Pantera, Jeff Loomis, Nekropsi, Diken, Cultus, Tears, Ascreaus, Darkphase, Metallium gibi grupları dinlerim.

Can: Ana akım bilindik grupların kasetlerinin elime geçmesiyle dinlemeye başladım. Metallica, Iron Maiden, Megadeth gibi... Kasetleri çevreden alıp çekerdik. Sonrasında Ankara'da bulunan Hayri Müzik'e gelen yerli grupların demo ve albümlerini takip eder alırdım. Sevdiğim ve dinlediğim gruplardan bazıları olarak Iron Maiden, Megadeth, Judas Priest, Testament, Destruction gibi heavy veya thrash metal gruplarını sayabilirim.

2- Grup ismine baktığımızda çok değişik bir isim bulmuşsunuz. Neden MG3 peki?

Taylan: Seri atış yapan Alman menşeili bir silah ve hızlı thrash speed rifflerinin uyumu ile açıklanabilir.

Fatih: Neden MG3? Konunun doğrudan militarizm ile ilişkilendirilmesini pek tercih etmeyiz açıkçası ama gerçekten hızlı & ölümcül bir silah adından daha iyi ne olabilir ki böyle bir metal grubu için? Belki biliyorsunuzdur; bu bir makineli tüfek. Muhtemelen Dünya'nın en hızlı seri atış yapan silahı. TSK envanterinde de bolca mevcut. Bu arada militarizm ile ilişkilendirilse de - ilişkilendirilmezse de zaten bütün coğrafya ateşler içinde yanıyor, yarın bizim de nerede olacağımız pek belli değil. Bu yüzden isteyen istediği gibi anlayabilir tabii...

Can: Esasında bu isim Fatih Balcı'nın teklifiydi. Müzik sert ve hızlı, bunu da klasikleşmiş bir silah ile tanımlayabiliriz diye düşündük. Bu müziğin doğasından dolayı, bazen duygular öfke ile protest bir şekilde müziğe dökülüyor, sosyal hayatta çevremize bağırmıyoruz tabii ki. MG3 ismi militarizmi değil, müziğin motive edici yapısının hızını temsil ediyor.

Örnek vermek gerekirse; Irak Savaşı'nda Amerikan askerlerinin Slayer dinleyerek motive olduğunu biliyoruz, ancak bu durum grup elemanlarının Irak işgalini desteklediği anlamına gelmiyor. Kaldı ki; grup elemanları olarak dünya görüşleri açısından farklı bakışlara sahibiz. Bizi birleştiren unsur; yaptığımız müzik ve yaşadığımız toprakları sevmemiz...

3- Prodüksiyon sürecinde teknolojiyi ne kadar kullanıyorsunuz? Analog ile dijital arasında nasıl bir denge kuruyorsunuz?

Can: Kendimize ait bir çalışma stüdyomuz var, ancak bunun haricinde her birimizin evinde kayıt imkânları sunan teknolojiler mevcut tabii ki. Son dönemlerde çok sayıda grubun davulları sample olarak şarkılara yerleştirildiğini görüyorum (bu noktada imkansızlıkların da etkisi olabiliyor). Bizim davul partisyonlarımız tamamen insan çalımı olarak şarkılarımızda yer alıyor.

Taylan: Kayıtları tamamen kendi ev stüdyolarımızda yapıyoruz. Bunun için yıllarca süren bir öğrenme süreci geçirdik. Miks ve mastering konusunda kendi soundlarımızı tatmin edici bir aşamaya getirecek kadar bilgi sahibi olduğumuzu söyleyebilirim. Günümüzde dijital teknoloji, analog cihazlardaki ses sıcaklığını neredeyse birebir taklit edebilir hale geldi. Bu aşamada iyi bir tonlama ve miksajla soundlar profesyonel stüdyolara denk bir hale gelebiliyor. Metal müzik için yeterli.

4- Şarkılarınızın yaratım sürecinde önce müzik mi gelir yoksa sözler mi?

Taylan: Yıllardır sorulan bu soruya hep şöyle cevap verdim: Bazen müzik, bazen de sözler. Bu hep değişiyor. Elinizdeki ham gitar rifflerine söz yazabilirsiniz. Bazen de elinizdeki sözler yeni bir gitar riffine ilham olur. Bu böyle gider.

5- Grup içi iş bölümü nasıl oluyor? Şarkı yazımında kimin hangi rolü var?

Taylan: Şarkıların ana taslaklarını çoğunlukla ben oluşturuyorum. Sözleri genelde ben yazdığım için ona bağlı olarak da trafikleri de ben yazıyorum. Bazen Fatih ve Melih çok sağlam riffler getiriyor, onlara söz ve nakarat yazıyorum. Can'ın yazdığı davul sample'larına bile beste yaptım. "Eski Kan" şarkısı böyle çıktı mesela. Sonra tüm düzenlemeyi grupça yapıyoruz ve son hâlini veriyoruz.

6- Türkiye'deki metal müzik sahnesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce bu sahne dünya ile rekabet edebiliyor mu?

Melih: Türkiye dünyayla ne kadar rekabet edebiliyorsa metal müzik sahnesi de o kadar rekabet edebiliyor :)

Taylan: Türkiye’deki metal müzik sahneleri yurt dışından gelen gruplara hizmet veriyor. Biz yerli gruplar ise ya o sahnelerde ön grup oluyoruz ya da 1-2 mekan hariç sütunlarından seyircinin bizi zar zor gördüğü, ufak sahnelerine sıkış tepiş doluştuğumuz barlarda çalıyoruz. Dolayısıyla ülkemizde bir metal sahnesinden bahsetmek mümkün değil.

7- Kayıt sürecinde, grup içindeki dinamik nasıl? Yaratıcı gerilimler yaşanıyor mu, yoksa herkesin birbirine alışık olduğu bir uyum mu var?

Can: Gerilim benim işim. :) Çoğunlukla şarkıların ana taslağı Taylan abinin elinden çıkıyor veya içimizden fikri olan varsa şarkının iskeletini ona veriyor ve sonrasında düzenlemeleri hep birlikte yapıyoruz. Herkes tabii ki kendi partisyonunu yazıyor. Ancak şarkı trafiği, geçişler veya tekrarlı kısımlarda ortak fikirlerimizi beyan ediyoruz. Devamlı aktif kullandığımız bir WhatsApp grubumuz mevcut, genelde iletişimde oluyoruz. Birbirimize itiraz ettiğimiz noktalarda çeşitlendiğimizi ve farklı fikirlerin ortaya çıktığını düşünüyorum. Yaptığımız müzik ruhu itibariyle oldschool olsa da, ben şahsi olarak farklı fikirlere açığım. Bir de zamanla birbirimizi tanıdığımız için, fikirlerimizi ne şekilde birbirimize kabul ettirebileceğimizi, hangi dozda orta noktayı bulabileceğimizi de artık öğrendik. Grup çok eski olmasa da, birlikte çalışma süreçlerimiz daha eskiye dayanıyor. Birbirimizin şarkılara kattığı farklılıklar ile şarkıların ruh bulduğunu düşünüyorum.

Fatih: Kayıt süreçlerini herkes bireysel olarak tamamlıyor. Çoğunlukla evlerimizde kendi enstrümanlarımızın kayıtlarını alıyoruz ve sonra bütün kayıtları birleştiriyoruz. Aramızdan sadece ben kayıt için her sefer Kadıköy'de bir stüdyoya gidiyorum. Dolayısıyla da kimse kimseyi görmediği için hiç gerilim yaşanmıyor, ahah şaka yapıyorum

Kayıt sürecine girildiğinde, bütün şarkılar düzenlemeleri ile beraber çoktan bitmiş oluyor. Kayıt öncesinde parçanın genel hatlarında, turlarında, gitar rifflerinde vb. değişiklikler olacaksa bunlar üzerinde çalışıyoruz. Herkes fikrini söylüyor ve deniyoruz. Can ile mutlaka bas-davul altyapı üzerinde beraber çalışıyoruz. Sonra solo altyapısına bakıyoruz. Bunlar tamamlandıktan sonra, ancak o zaman bireysel olarak kayıtlarımıza başlıyoruz. Süreç bu şekilde.

8- Profesyonel hayatınız ile müzik arasındaki dengeyi nasıl kuruyorsunuz? Boş zamanlarınızda uğraştığınız hobileriniz nelerdir?

Taylan: Benim mesleğim 1995 yılından beri tasarımcı grafikerlik; aynı zamanda 23 yıldır görsel sanatlar öğretmeniyim. Uzun yıllardır amatör olarak crossfit sporu ile uğraşıyorum.

Can: Biraz zor olsa da fedakârlık istiyor. Boş zamanımı mümkün olduğunca müzik oluşturuyor.

Fatih: Kendimi profesyonel olarak görmüyorum. Amatörüm ve hobi olarak bunu yapıyorum.

Melih: Gitar ve fitness dışında hobim yok. Dizi ve YouTube izler, müzik ve podcast dinlerim. Ülkemizde amatör olarak müzikle uğraşabilmek için belli şartlar var bence. Türkiye şartlarında asgari düzgün bir ekonominiz olacak, stabil bir aile yaşantınız olacak, yeriniz yurdunuz şekliniz şemaliniz belli olacak, ancak bunları sağladıktan sonra bir grupta müzik yapabilirsiniz. Denge kolay değil.

9- Sizi mesleki anlamda etkileyen deneyimleriniz, müziğinize ve sözlerinize yansıyor mu?

Taylan: Bizde genel olarak dünyada ve ülkemizde olan gelişmeler, insan hayatı ve mücadelesi sözlere yansıyor. Yalnızlık, savaş, acılar, kısacası insana dair her şey.

10- Yakınlarda herhangi bir turne planınız var mı?

Taylan: Turne planımız yok. Çünkü yaşam şartlarımız ve mesleklerimiz buna zaman olarak uygun değil. Belirlediğimiz tarihlerde çoğunlukla hafta sonu etkinlikleri şeklinde konserlerimiz olacak. Festival sahnelerine de çıkmayı umut ediyoruz.

11- Röportaja verdiğiniz cevaplar için teşekkür ederim. Son olarak eklemek istedikleriniz nelerdir?

Taylan: Biz teşekkür ederiz bu güzel sohbet için. MG3 çok sağlam bir 2025 planı hazırladı. Oldukça faal olacağız. Yeni bir EP, klipler ve konserler olacak. Durmadan üretim halindeyiz. İleriki aşamada bir albüm de gelecek. Fanlarımız bizi takip etmeye devam etsinler. Ağır Metal Ölmez…